28 Nisan 2024 Pazar
Genç Öncüler

Zulmün Düzeni Artık Son Bulmalı!

1948’de gayrimeşru İsrail Devleti kurulduğu günden bugüne kadar Filistinli / Gazzeli Müslümanlar Siyonist işgalci İsrail’in akla hayale sığmayan zulmü altında büyük acılarla boğuşmaktadır. Devletleri yok edilmiş, toprakları işgal edilmiş, evleri başlarına yıkılmıştır. Ellerinde kuşatma altında açık bir hapishane olan Gazze ile namaz kılabilmeleri için İsrail’in iznine tabi oldukları bir Mescid-i Aksa kalmıştır. Kana susamış işgalci İsrail güçleri, buraları da almak için elinden gelen her türlü insanlık dışı işgal politikasına başvurmaktadır.

Özellikle son bir aydır Müslümanlar Mescid-i Aksa’da sabah ve öğle namazlarını kılamamakta, Ezan-ı Muhammedi’yi diledikleri gibi okuyamamaktadır. Sivil görünümlü Siyonist vatandaşlar, İsrail askerlerinin koruması altında çeşitli bahanelerle Mescid-i Aksa’ya hemen hemen her gün baskın yapmakta ve Mescid-i Aksa üzerinde hakimiyet kurmaya çalışmaktadır.

Batı Şeria’da yeni yerleşim yerleri açan işgalci İsrail, Filistinlileri kalan bir avuç topraklarından da kovmaya hazırlanmaktadır. İçeride “Yargı reformu”na isyan eden halkı ile başı dertte olan katil Netenyahu, iç savaşın eşiğine gelen bu durumu çözmek için dışa yönelmiş ve her geçen gün şiddetin dozunu artırarak cinayetler işlemeye devam etmiştir. Gelinen noktada Filistinli kardeşlerimiz için bunun böyle devam edemeyeceği aşikardır. Bıçak kemiğe dayanmıştır!

Hamas’ın askeri kanadı İzzettin Kassam Tugayları, bu Cumartesi sabahı “AKSA TUFANI” harekatını başlatmış ve İsrail’e unutumayacağı ölçekte füzeler fırlatmıştır. Delinemez denilen demir kubbe delinmiştir! Aynı zamanda işgalcilerin radarlarına, gözlem tesislerine ve karakollarına saldırıya geçmiştir. İsrail askerleriyle ciddi çatışmalar yaşanarak 30 km içeri girilmiş, İsrailli üst düzey yetkili komutanları ve askerlerinin onlarcasını esir almışlardır.

İsrail basınının ifadesine göre 300 İsrail askerini öldürmüş; 1100’den fazla askerini de yaralamışlardır.

“Aksa Tufanı” saldırısı ile İsrail’in Savunma sistemleri çökertilmiş,

Aşılmaz denilen “Demir Kafesleri”leri başlarına yıkılmış,

Dünyanın en güçlü ve acımasız istihbarat örgütü sanılan “MOSSAD” çaresizlik içinde olayları seyretmek zorunda kalmış,

Böylece rahmetli Erbakan Hoca’nın, “İsrail güçten anlar.” sözünün doğruluğu kanıtlanmıştır.

İşgalci İsrail, hiç beklemediği bu saldırı karşısında panik içinde “Savaştayız!” diyerek; işgal altındaki Gazzelilere / Filistinlilere / Hamas’a savaş ilanında bulunarak, yedekleri göreve çağırmıştır.

Siyonist işgalci İsrail Gazze’deki silahsız sivil Müslüman halkın üzerine jetleriyle bomba yağdırmaya başlamıştır.

Basında çıkan haberlere göre bu bombardıman esnasında 232 Filistinli Müslüman şehit olmuş ve 1697 kişi yaralanmıştır.

Siyonist İsrail, 1948 ‘den bugüne kadar Filistin topraklarının tamamına yakınını işgal etmiştir.

Her geçen gün yeni yerleşim yerleri açarak işgale devam etmektedir.

Bütün dünya ile birlikte halkı Müslüman ülkeler ise seyirci kalmaktadır.

İslam İş Birliği Teşkilatı, Türk Devletleri Teşkilatı, Türkiye ve halkı Müslüman olan tüm ülkeler, bu ülkelerdeki sivil toplum kuruluşları ve bütün bir İslâm ümmeti tüm imkânlarımızla hep birlikte Filistin davasına, Mescid-i Aksa’ya, Kudüs’e tam da bugün var gücümüzle sahip çıkmak zorundayız!

Küresel güçlerin ve İsrail’in kan gölüne çevirdikleri bu bölgeyi daha fazla kana bulamalarına müsaade edemeyiz!

Başkenti Kudüs olan, 1967 öncesi topraklarında, İsrail’in saldırıları sonucu Filistin’i terk edip göç etmek mecburiyetinde kalan 6 milyona yakın mültecinin geri döndüğü, Bağımsız bir Filistin Devleti’nin kurulmasına destek olmak zorundayız!

 

2001 yılında katil Şimon Peres’in: “2011 yılına kadar Büyük İsrail’i kurduk kurduk. Kuramazsak, İsrail’in sonu gelir!” sözlerini herkese hatırlatmak ve kuramadıkları büyük İsrail Devleti hayallerinin başlarına yıkılması için var gücümüzle çalışmak zorundayız!

Şuhedânın kanlarıyla sulanmış aziz topraklarımızdaki tüm kardeşlerimizi, Allah’ın şu çağrısına uymaya ve gereğini yapmaya çağırıyoruz.

“Allah’ın ipine hepiniz sımsıkı sarılın. Dağılıp ayrılmayın. Ve Allah’ın sizin üzerinizdeki nimetini hatırlayın. Hem siz düşmanlar idiniz, O, kalplerinizin arasını uzlaştırıp- ısındırdı ve siz Onun nimetiyle kardeşler olarak sabahladınız.

Yine siz, tam bir ateş çukurunun kıyısındayken, oradan da sizi kurtardı (3 Ali İmran 103. ayet).

 

Henüz vakit varken, yarın çok geç olabilir. Ya olacağız, ya öleceğiz!