18 Nisan 2024 Perşembe
Genç Öncüler

'Dünya'dan Filistin'e, Filistin'den Dünya'ya'

 Genç Öncüler Üniversite Erkek Komisyonu olarak Aksa yılı kapsamında gerçekleştirdiğimiz programlar serisine devam ediyoruz. Bu hafta Orhan Buyruk’un sunumuyla “İsrail Zindanlarından Bir Selam” başlıklı konferansını gerçekleştirdik.

Orhan Buyruk konferansın ilk bölümünde Filistin-İsrail arasındaki dinamikleri el-Fetih ve Hamas birlikleri bağlamında anlattı. Buyruk, Filistin’in farklı dinamikleri olan Gazze, Batı Şeria ve Kudüs bölgelerini el-Fetih, Hamas ve İsrail politikaları açısından değerlendi. Bu çerçevede üç bölgenin dinamiklerinden habersiz indirgemeci bir Filistin söylemi yerine farklı dinamikleri olan bölgeler için özel yaklaşımlar olması gerektiğini belirtti. Sonrasında Filistin meselesini Müslümanlar açısından insan hakları yönüyle ele alınmasını eleştiren Buyruk, bir Müslüman olarak özellikle Mescid-i Aksa’nın Filistin davasında ön plana çıkarılmasını anlattı. Bu çerçevede Abdülfettah Ebu Ğudde’nin “Bereket Halkası” düşüncesi çerçevesinde; Aksa’yı dert edinmenin çok farklı yönlerde bereketi olduğunu vurgulayarak Aksa’ya gitmenin, Aksa’yı konuşmanın, Aksa’yı düşünmenin bereketini kuvvetle vurguladı. Öyle ki 1917’den beri İsrail ve diğer ülkeler tarafından çeşitli zulümlerle karşılaşmış olan Filistinli Müslüman kardeşlerimizin bu zulme direnişinin ve dik duruşunun sebebinin Aksa’nın bereketi ile olduğunu öne sürdü. Buyruk konferansın ikinci bölümünde ise son Kudüs yolculuğunun zindanda geçen 22 gününe dönüşümünü anlattı. Bu minvalde İsrail tarafından nasıl psikolojik ve fiziksel baskı yaşadığını, Filistin mücadelesinde önemli bir rolü olan Rais Salah ile muhabbetini anlattı. Sonrasında İsrailli Yahudilerin aslında biz dik durduğumuzda geri çekileceğini belirten Buyruk, Rais Salah’ın kendisini sorgulayan bir İsrailli Yahudi’ye karşı dik duruşu ile nasıl korkudan titrettiğini ve bu sene gündem olan Şeyh Cerrah Mahallesi olayları çerçevesinde anlatarak vurguladı. Tüm bunlar karşısında ümmetin dualarında Aksa’nın ne kadar da az yer aldığını belirterek her namazımızda Aksa için dua etmemiz gerektiğini belirtti. Nihai olarak Kudüs ve Aksa davasını biz gençlerin sadece slogan ve çeşitli eylemleri ile sınırlı kalmamasını; İsrail’e giderek, düşmanımızı tanıyarak, onlar hakkında okumalar yaparak Aksa davasında emin adımlar atmamızı tavsiye etti. 

Ey Hz. Ömer, Salahaddin Eyyübi, Ahmed Yasin ve daha nice Kudüs için savaşmış Müslümanlar ile aynı ümmetin bir ferdi olan kardeşim...

Allah’ın İsra Suresinde belirttiği gibi çevresinin bereketlendirildiği, Hakk’ın habibi Resul-i Ekrem’in ayağının değdiği, Akif İnan’ın “...bir çocuk gibiydi, ağlıyordu...” dediği Mescid-i Aksa her geçen gün sana, bize, Müslümanlara daha çok ihtiyaç duyuyor. İşte bu yüzden sadece meydanlarda slogan atmakla kalma, Kudüs’ü oku, Filistin’i oku, İsrail’i öğren ki Müslümanların namusu olan Aksa’yı zincirlerinden kurtaralım.

Gelecek programlarımızda görüşmek üzere, selametle...